YÜZYILLIK TARİH ABİDELERİMİZİ NASIL YAŞATACAĞIZ?


9 Eylül… İzmir’imiz ve Türkiye’miz için tarihi bir gün. Bu büyük tarih sayfasının şekillenmesinde, İzmir’imizin güzide spor kulüplerinin ne kadar önemli bir yeri vardır, çok zaman bunu hatırlamayız. Ama kulüplerimizin kuruluş ve gelişme süreçlerinde; Kuvva-i Milliye’den, Kurtuluş Savaşı’ndan, Çanakkale’den, Cumhuriyet’in kuruluşundan muhteşem şahlanışlar bulursunuz.

Yeşil sahalardaki mücadeleler, zaman olmuş cephelerde sürmüştür, aynı vatan ve bayrak bayrak sevgisiyle.

Zaman olmuş, olimpiyat ruhunun en güzelini yansıtmış, barış elçileri olmuşlardır. O halde siz bunlara sadece spor kulübü gözüyle bakabilir misiniz?

O halde kulüplerimizi, şehrimizin en değerli kültür mirası olarak yaşatmak gibi bir görev ve sorumluluğumuz yok mu? Hele günümüzde bu barış elçilerine daha çok ihtiyacımız varken.

Onlar bu kentin markaları

İzmir’imizin futbol kulüpleri, şehrin en önemli markalarıdır aynı zamanda. Başka kaç kuruluşumuz var, yüz yıldır yaşatabildiğimiz?

Sanırım çoğumuz, bugün var olan durumlarını hiç hak etmedikleri konusunda hemfikiriz.

Spor ve özellikle futbol, günümüzün en büyük kolektif eğlencesi,en önemli organizasyonlarından biri ve bunların sonucu olarak büyük bir endüstri.

Sporun endüstrileşmesinin, olimpiyat ruhuyla ne kadar örtüştüğü tartışılabilir.

Ancak her büyük organizasyon gibi futbol da sağlam ekonomik ve tabii ki fiziki yapılarla mümkün, güzel ve anlamlı.

Nedir bu fiziki yapılar? Tabii ki öncelikle stadyumlar.

Dünya genelinde futbolu bu kadar çekici yapan en büyük unsur, sadece sahada bir topun peşinden koşan 22 kişi değildir elbette.

Futbolu kitleler açısından çekici yapan, tribünlerdeki taraftarla bütünleşmek, şehirle, semtle bütünleşmek, o büyük sosyal yapının sağladığı aidiyet duygusuyla mutlu olmak, eğlenmek,keyif almaktır.

Stadyumlar bir yaşam unsuru

Tarih boyunca stadyumlar, futbol oyunu icat edilmemişken de şehrin en önemli sosyalleşme, spor, kültür ve eğlence alanlarıydı.

Stadyumlar konusunda İzmir özeline geldiğimizde tam bir facia ile karşı karşıya olduğumuz açıkça ortada.
Mazeret üretmeyelim.
Zira hiçbir mazeret bu gerçeği örtemez.

Bugün dünyanın en kolektif eğlencesi, en büyük organizasyonlarından biri, İzmirliler için tam bir eziyet noktasıdır.

Sonucunda artık maçlarınıza aileler, çocuklar, hanımlar gelmiyor. Hiçbir medeni koşulun olmadığı, tamamen demode olmuş, en yenisi yarım asırlık tesislerde insanımıza çile çektiriyoruz.

Yenileme çalışmalarını ise binbir dereden su getirerek, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, tamamen subjektif sebeplerle engelliyoruz.

Peki bu markalarımızı, insanlarımızın medeni şartlarla bu eğlenceye ortak olabileceği stadyumlarımız olmadan, ekonomilerini düzeltmeden, kendi ayakları üzerinde yaşayabilecekleri imkanları yaratmadan nasıl yaşatacağız, gelecek nesillere nasıl aktaracağız?

Biz İZVAK olarak yol gösteririz ?

Bu anlamda, İzmir Spor Kulüpleri Birliği ve Geliştirme Vakfı-İZVAK, kulüplerimizin oluşturduğu bir gönüllü kuruluş olarak, iyi niyetle ve sabırla bir şeyler yapabilme gayreti içerisinde.

Kulüplerimizin tarihine yakışır bir biçim ve kimlikle yaşaması,kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve gelişebilmesi adına elzem olan tesislerin tamamlanması için farkındalık, lobi ve kaynak yaratmayı, bıkmadan, yılmadan konuyu takip etmeyi ve gündemde tutmayı kendine hedef edinmiş durumda.

Tesis olamadan kalıcı sportif başarının olamayacağını artık herkes kabul etmeli.

Dünya literatüründe aksi bir örnek yok.nehri tersine akıtamayız.

Kulüplerimizi, kalıcı sportif başarılarla taçlandırarak yaşatabilmek için tesisleşmeyi başarmak zorundayız.


Diğer Yazılar


Top