KENT TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİNDE SPOR…
“İzmir Turizmde Potansiyelinin Çok Azını Kullanıyor” Sözü Doğrudur. Eksik Olan Sporun Gücünü yeterince kullanmamaktır…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr. Cemil Tugay’ın, Turizm Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda kentin geleceği için önemli açıklamalar yaptı.
Sayın Tugay’ın “İzmir turizm potansiyelinin çok azını kullanıyor. Elimizin altındaki hazineleri görmemiz çok kritik” şeklindeki açıklaması, dikkat ve umutla takip ettiğimiz çok doğru bir tespittir.
İZVAK olarak her platformda dile getirdiğimiz gibi, bu potansiyelin önemli, ancak henüz yeterince görünmeyen bir bileşenine tekrar dikkat çekmek isteriz.
Spor ve özellikle tarihi spor kulüpleri, kent markalaşmasının ve turizmin vazgeçilmez araçlarındandır. 100 yılı aşan geçmişe sahip ve kent mirası olarak korumamız gereken köklü kulüplerimizin bu şehirde yalnızca sportif birer yapı olarak görülmeleri büyük bir stratejik kayıptır.
Dünya turizminden en büyük payı alan şehirlere baktığımızda çok farklı bir tablo karşımıza çıkmaktadır.
✔️ Barcelona, sadece mimarisiyle değil, FC Barcelona ile,
✔️ Manchester, endüstri mirası kadar United – City rekabeti ile,
✔️ Dortmund, tarihiyle olduğu kadar Borussia Dortmund ile,
✔️ Buenos Aires, tango kadar Boca Juniors ve River Plate ile,
✔️ Napoli, belki de yalnızca Armando Maradona’nın öyküsü ile anılmakta, milyonlarca turist bu kulüplerin müzelerini, statlarını ve hikâyelerini görmek için şehre gelmektedir.
Çünkü turizmde başarı, sadece kentlerin doğal ve tarihi güzellikleri ile değil, kentin insanlara sunduğu hikaye ile de ilintilidir.
İZMİR’DE NE EKSİK?
İzmir, bu anlamda çok değerli bir mirasa sahiptir.
Türkiye’de futbolun ilk oynandığı şehirdir.
Metin Oktay gibi bir efsaneyi yetiştiren şehirdir.
Ülkemizde futbola yapılmış ilk Avrupa kaynaklı yatırımın İzmir’e ve Göztepe’ye yapılmış olması, asla bir tesadüf değil, kent olarak elimizdeki güçlü hikayenin en önemli kanıtıdır.
✔️ Göztepe’nin Türkiye’nin ilk Avrupa kupası yarı finalisti olması,
✔️ Karşıyaka’nın “karşı kıyıda doğmuş” benzersiz kimliği ve Avrupa genelindeki basketbol ağırlıklı üst düzey tanınırlığı,
✔️ Altay’ın Milli Takım’a kaptanlar yetiştirmiş geleneği,
✔️ Diğer kulüplerimizin köklü tarihleri, yalnızca tribünlerde değil, kentin hafızasında ve kültürel mirasında da yaşamaktadır.
Tüm bunlara karşın İzmir’in farkı; bu kadar güçlü tarihsel spor markalarına sahip olup, onları turizm stratejisine dahil etmeyen belki de dünyadaki tek kent olmasıdır.
Kulüplerimizin;
✔️ Müzeleri, belgeselleri, dijital arşivleri, anı rotaları,
✔️ Stadyum turları, temalı hediyelik ürünleri,
✔️ Spor temalı şehir festivalleri
oluşturularak turizm vizyonunun içine entegre edilmesi; hem kent ekonomisine katkı sağlar, hem de İzmir’in hikâyesini dünyaya daha etkili bir dille anlatır. Aynı zamanda kulüplerimizin sponsorluk ilişkilerini güçlendirir.
SPOR TURİZMİ, SADECE SAHADA DEĞİL, KENT HAFIZASINDA…
Spor turizmi, sadece maratonlar ya da turnuvalarla sınırlı değildir.
Bugün Münih’te Allianz Arena yılda 2 milyona yakın turist ağırlamaktadır.
Barselona’nın evi olan Nou Camp, maç olmadığı günlerde bile kent turizminin en önemli rotalarından biridir.
Torino’da Juventus Müzesi, her gün dolup taşmaktadır. Ve daha onlarca başarılı örnek…
Futbolun ve sporun tarihini içeren yapıların anlatımı, kentin ruhunu hissettiren bir yolculuk sunar. İzmir’de bu miras fazlasıyla vardır. Ancak ne yazık ki atıl durumdadır.
İZVAK OLARAK HAZIRIZ…
İZVAK olarak, bu kentin spor hafızasını geleceğe taşımayı görev edindik.
Sayın Başkan’ın ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, sporu yalnızca müsabaka alanı değil, kültürel bir değer, ekonomik bir kaldıraç ve turizmi büyütecek stratejik bir alan olarak yeniden değerlendirmesini bekliyoruz.
Bu çağrımız bir eleştiri değil, bir fırsat davetidir. İzmir’in potansiyelini tüm yönleriyle kullanmak istiyorsak, şehrin en köklü markaları olan spor kulüplerimizi artık göz ardı etmemeliyiz.
İZVAK YÖNETİM KURULU